POLİTİKA - 06 Ocak 2016 Çarşamba 18:43

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik:

A
A
A
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik:

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, "Kurulan hendekler ve barikatların özyönetim diye modellenmesi ise aslında barbarlığa birtakım kararlar giydirilmesinden ibarettir. Ortada açık bir barbarlık vardır. Bu barbarlığın neticesi olarak bu güvenlik operasyonlarının yapılması son derece meşrudur" dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, parti genel merkezinde dün gerçekleştirilen Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısının gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu. AK Parti’nin 8-10 Ocak tarihleri arasında gerçekleştirilecek kampına ilişkin konuşan Çelik, "Bu, siyasi hayatımızın önemli organizasyonlarından birisi. 6 ayda bir yapıyoruz normalde ama seçimler dolayısıyla yapamamıştık. Bu kampta genel başkanımızın açış konuşması ile birlikte kampımız başlayacak, cuma akşamından itibaren kampa girişler olacak, cumartesi pazar yoğun bir kamp programımız var. Arkasından Sayın Başbakanımızın kapanış değerlendirmesi olacak. Bu kampta dış politika, terörle mücadele, hükümetin önümüzdeki dönemde gerçekleştireceği reformlar konusu olmak üzere aynı anda değişik salonlarda değişik brifingler verilecek. Hangisine girmeyi arzu eden milletvekillerimiz o salonlarda yerlerini alarak Bakanlar ve Genel Başkan Yardımcılarıyla karşılıklı olarak konuları derinlemesine müzakere edecekler. Cumartesi günü Sayın Başbakanımızın hitabıyla başlayacak, pazar günü Sayın Başbakanımız hükümet üyeleriyle birlikte milletvekillerinin sorularının cevaplandırdığı oturuma başkanlık edecekler. Böylece, Türkiye’nin önemli meseleleriyle birlikte, isteyenlerin ailelerin de katıldığı kaynaşma havasında hem çeşitli beyin fırtınaları eşliğinde sürecek" ifadelerini kullandı.
Mülteciler konusuna değinen Çelik, "Bu insanların yaşama hürriyetini koruma konusunda uluslararası toplum yetersiz kalıyor. Başından beri Türkiye bu konuda hassasiyetini söyledi. Şu anda da konuştukları rakamlar 10 bin 20 bin gibi rakamları müzakere ediyorlar. İnsanlığın önüne şöyle bir soru gelmektedir. Uluslararası kurumlar bu insanlara da sahip çıkamayacaklarsa neden vardırlar, çaresiz elinde hiçbir imkanı olmayan insanların yaşama hürriyetini korumayacaksa bu kadar veto yiyen argümanlara ne gerek vardır" dedi.
Terörle mücadele kapsamında yürütülen operasyonların da dünkü MYK toplantısında ele alındığını belirten Çelik, "Sur’da Cizre, Silopi, Nusaybin’de gözüken tablolar hepimizin içini acıtıyor. Çeşitli kesimler de barış çağrısında bulunuyorlar. Burada iki meşru gücün çatışması yoktur. Burada güvenlik operasyonlarının ortaya çıkmasının sebebi, gayrimeşru terör örgütünün demokrasi, hukuk devletimizi tehdit etmesi, ilçelerimizde kendilerince illegal mahkemeler, vergi toplama merkezlerini kurarak Türkiye’deki anayasal hakları askıya almaya çalışmasıdır" şeklinde konuştu.
"Buralarda kurulan hendekler ve barikatların özyönetim diye modellenmesi ise aslında barbarlığa birtakım kararlar giydirilmesinden ibarettir" diyen Çelik, "Ortada açık bir barbarlık vardır. Bu barbarlığın neticesi olarak bu bu güvenlik operasyonlarının yapılması son derece meşrudur. Dolayısıyla çağrı yaparken iki meşru güç çarpışıyormuş gibisinden barış kavramının kullanılması konusunda hassas olunması gerek" ifadelerini kullandı.
Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Birileri getto siyaseti kullanıyorsa, buna dikkat edelim. Vatandaşlarımızın iradesini bunlara teslim etme, bu ülkenin gençlerini birtakım terör örgütlerine lejyoner yapma şeklinde siyasi projeler vardır. Tabii ki bu projelere sonuna kadar direneceğiz. Konuşma, diyalog, siyasal katılım bununla ilgili Türkiye’nin bir sıkıntısı yoktur. Bunlar varken bunları berhava ederek, bunlara karşı tehdit oluşturarak gidip de hendekleri kalaşnikofların arkasına sığınmak asıl diyalog ortamını, demokratik ortamı, sivil siyaseti tehdit etmek, imha etmeye çalışmaktır. Bu kavramları kullanırken yerli yerinde kullanılmasını tavsiye ediyoruz. Burada operasyonlar neden değil sonuçtur. Terör örgütünün bu eylemlerin karşısında ortaya çıkmış sonuçtur. Herkesin terör örgütüne dönük olarak tutum alması ve terör örgütünü destekleyenlere çağrı yapması gerekir."
Basın mensuplarının sorularını cevaplayan Çelik, "Kesin ihraç talebiyle disiplin kuruluna sevk edilen isimlere" ilişkin soruya, "Suç duyurusu, bizim tespit ettiğimiz dosyalarda suç duyurusu gerekiyorsa bu da yapılacaktır. Pek çok dosyayı tartışırız, eğer maddi bulgular yüksek dereceye erişmişse. Bunun neticesinde birtakım duyumlarla hareket etmiyoruz, somut bulgularla hareket ediyoruz. Biz, suç unsuru gördüğümüz noktada hukuki süreci işleteceğiz" karşılığını verdi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa BUÜ, araştırma üniversiteleri liginde yer almaya devam ediyor Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanlığı tarafından 2019 yılında hayata geçirilen ve Türkiye’den sadece 23 üniversitenin bulunduğu Araştırma Üniversiteleri sıralaması açıklandı. Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) sıralamadaki yerini korumayı başardı. Bu yıl Yıldız Teknik Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleştirilen Araştırma Üniversiteleri Değerlendirme Toplantısı’nda mevcut sıralama ve aday üniversiteler açıklandı. YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, konuşmasında asıl ve aday üniversitelerin 2 yılda bir değerlendirmeye tabi tutulacağını vurguladı. Prof. Dr. Erol Özvar, gerek araştırma üniversitelerinin gerekse aday araştırma üniversitelerinin performansında üç yıldır gözle görülür bir artış olduğunu belirterek bundan duyduğu memnuniyeti ifade etti. Üniversitelerin gerek eğitim öğretim gerek sosyal sorumluluk gerekse akademik üretkenlik bakımından daha fazla üst konumlara gelmesini istediklerini anlatan Özvar, "Bizim bu sıralamalarla varmaya çalıştığımız şey üniversitelerimizin kalitesini küresel ölçekte daha da yukarı çıkarmaktır" dedi. Özvar, yükseköğretim sisteminin lokomotifi olan araştırma üniversitelerinin uluslararası sıralamalarda istikrarlı bir şekilde yükselişte olmalarını memnuniyetle karşıladıklarını, bu alanda görünürlüklerinin daha da artmasını arzu ettiklerini dile getirdi. QS 2026 Dünya Sıralamasında 6 üniversitenin ilk 500, 11 üniversitenin ilk 1000’e girme başarısı gösterdiğini hatırlatan Özvar, Yükseköğretim Kurulunun 2024-2028 stratejik vizyonu doğrultusunda araştırma üniversiteleri başta olmak üzere beş yıl içinde en az 2 üniversitenin ilk 100’e, 10 üniversitenin ise ilk 500 arasına girmesini hedeflediklerini söyledi. YÖK Başkanlığı tarafından açıklanan verileri değerlendiren BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, sıralamada kalıcı olmak ve yükseliş trendi yakalamak için çok çalıştıklarını vurguladı. 2019 yılından itibaren bu listede yer aldıklarını hatırlatan Prof. Dr. Ferudun Yılmaz; "Bu listede yer almaya devam ettiğimiz için memnunuz. Ancak mevcut yerimizi asla yeterli görmüyoruz. 2023 ve 2024 yılları itibariyle ciddi bir yükseliş trendi yakaladık. 2024 yılının verileri 2026 yılında değerlendirmeye alınacak. O sebeple bu yıl beklediğimiz yükselişi yakalayamadık. Önümüzdeki yıllarda bu listenin üst sıralarına doğru gideceğimize gönülden inanıyorum" dedi. Üniversite olarak mevcut durumu asla yeterli görmediklerini ve her zaman daha iyisi için mücadele vereceklerinin altını çizen Yılmaz; "İstediğimiz yere henüz ulaşabilmiş değiliz. Ancak, üniversitemizi, akademik kadromuzun niteliğini ve potansiyelimizi çok iyi biliyoruz. Son iki yıldır iyi bir yükseliş ivmesi yakaladık. Göstergelerimiz de yukarı doğru çıkmaya devam ediyor. Çok daha iyi projeler, araştırmalar ve bilimsel çalışmaları ortaya çıkaracak bir ekibimiz var. Tüm ekibimizle birlikte el ele vererek, azimle ve heyecanla çalışarak layık olduğumuz yere ilerlemeye devam ediyoruz. Nihai hedefimiz ise ilk 10’a girmek ve araştırma üniversiteleri arasında kalıcı olmaktır" diye konuştu.
Denizli Denizli’de lösemi ve kanserle mücadele eden aileler için yeni hizmet Lösemili Çocuklar Sağlık ve Eğitim Vakfı (LÖSEV), lösemi ve kanserle mücadele eden çocuklara ve ailelerine ücretsiz destek sağlamak amacıyla Türkiye genelinde yürüttüğü hizmet ağını genişletmek amacıyla Denizli İrtibat Ofisini faaliyete geçti. Lösemili Çocuklar Sağlık ve Eğitim Vakfı (LÖSEV), Türkiye genelinde sayıları 113 bini aşkın, Vakfa kayıtlı lösemi ve kanser tedavisi gören çocuk ve yetişkin hasta ve ailelerine, tamamen ücretsiz olarak sürdürdüğü tedavi, eğitim, konaklama hizmetlerinin yanı sıra sosyal ve psikolojik destekler, ayni ve nakdi yardımlarla tam 27 yıldır var gücüyle çalışıyor ve ailelerin tüm ihtiyaçlarına kalıcı çözümler sağlıyor. Daha geniş hizmet vermek amacıyla Denizli’de yeni irtibat ofisi açan LÖSEV bölgedeki hastaların ve ailelerin tedavi, eğitim, sosyal destek ve konaklama hizmetlerine daha hızlı ve kolay ulaşmasını hedefliyor. Ayrıca ofisin faaliyetlerine başlaması ile beraber farkındalık çalışmalarının artırılması, gönüllü ağının güçlendirilmesi ve erken tanı bilincinin yaygınlaştırılması hedefliyor. LÖSEV Genel Başkanı Dr. Üstün Ezer, açılışa ilişkin yaptığı değerlendirmede şunları söyledi, "Her çocuğun sağlıklı bir yaşam hakkı var. Açtığımız her yeni irtibat ofisiyle Türkiye’nin dört bir yanına umudu, sevgiyi ve iyiliği taşıyoruz. 28 yıldır kanser hastası çocukların ve ailelerin tedavi süreçlerinde, eğitimlerinin devamında ve sosyal yaşamlarının desteklenmesinde aktif rol üstlenen LÖSEV, Denizli ofisiyle birlikte bölgedeki çalışmalarını sıklaştırarak ailelere daha da yakın olmayı hedefliyor" Açılan yeni ofisle birlikte büyük bir kazanım elde ettiğini vurgulayan Ezer, "Bu umut dolu yolculukta, LÖSEV’in her zaman yanında olan siz değerli destekçilerimizin sevgisi ve katkılarıyla daha nice şehre ulaşacak, daha nice minik yüreğe umut olacağız. Çünkü LÖSEV, iyiliksever halkımızın desteğiyle ayakta duran bir çınardır. Tüm Denizlililerin destek ve katılımlarını bekliyoruz. İyileşecek her çocuğumuzun, yüzü gülen her annemizin sizin de eseriniz olmasını arzu ediyoruz" ifadelerine yer verdiler.
Düzce Rektör Sözbir Ruandalı öğrencilerle buluştu DÜZCE(İHA) – Düzce Üniversitesinde eğitim gören Ruandalı öğrenciler Rektör Prof. Dr. Nedim Sözbir ile bir araya geldi. Sözbir, Ruandalı öğrencilerin her zaman yanlarında olduklarını söyledi. Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanlığı ile Ruanda Milli Eğitim Bakanlığı arasında imzalanan "Yükseköğretim Alanında İş Birliğine Yönelik Mutabakat Zaptı" kapsamında YÖK tarafından Düzce Üniversitesize yerleştirilen 23 Ruanda uyruklu öğrenci, Uluslararası Ofis Koordinatörlüğü’nün düzenlediği etkinlikte Rektör Prof. Dr. Nedim Sözbir ile bir araya geldi. Programa; Rektör Prof. Dr. Nedim Sözbir, Uluslararası Ofis Koordinatörü Doç. Dr. Sibel Bayram, Öğrenci İşleri Daire Başkanı Tahir Güney ile Uluslararası Ofis Koordinatörlüğü personeli ve Ruandalı öğrenciler katıldı. Nedim Sözbir, Ruandalı öğrencilerin üniversitede eğitim görmelerinden memnuniyet duyduklarını ifade etti. Ruandalı öğrencilerin her zaman yanlarında olduklarını dile getiren Sözbir, öğrencilere eğitim hayatlarında başarılar diledi. Programda, Düzce Üniversitesi’nde 2025-2026 Akademik Yılı içerisinde Türkçe hazırlık programının ardından, 2026-2027 Akademik Yılı’nda; Tıp, Hemşirelik, Bilgisayar Mühendisliği, Makine Mühendisliği, İnşaat Mühendisliği ve İşletme bölümlerinde eğitime başlayacak Ruandalı öğrencilerle eğitim süreçleri, akademik ve sosyal yaşam konularının yanı sıra üniversitenin deneyimleri hakkında değerlendirmelerde bulundu. Etkinlik öğrencilerin talep ve önerilerini dile getirmesiyle sona erdi.
Bursa Harmancık’ta yanan 4 bin 256 hektar alan ağaçlandırılıyor Bursa’nın Harmancık ilçesinde yaz aylarında çıkan orman yangınında zarar gören 4 bin 256 hektar alanda ağaçlandırma çalışmaları törenle başladı. Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey, Harmancık’ta düzenlenen, "Birlikte Söndürdük Birlikte Yeşerteceğiz" programında, Kastamonu’da yangınla mücadele ettikleri 26 Temmuz’da Bursa’dan üzücü bir haber aldıklarını belirtti. "Orhaneli’de yangın başladı dediklerinde yüreğimiz ağzımıza geldi" diyen Karacabey, "Bölgenin orman yapısını bildiğimiz için ve burada büyük yangınlar daha önce yaşandığından çok korktuk. İyi mücadele sonucunda çok daha büyük felaketlere yol açabilecek yangını kontrol altına alabildik" ifadesini kullandı. O zaman da söyledikleri gibi yanan alanları ağaçlandıracak, ormanlaştıracaklarını dile getiren Karacabey, şunları söyledi: "Yanan yerlerin turizme, imara açıldığı iddia ediliyor. Ülkemizde yanmış daha sonra ormanlaştırılmamış bir karış yer yok. Yanan alanların tamamı ormanlaştırıldı. 11 Kasım’da bölgede fidan dikmiştik şimdi yanlarına tohumları ekeceğiz. Bu sahanın tamamını en kısa zamanda yeşertmiş olacağız. O dönemde Harmancık’taki orman yangınında sadece biz değil tüm kamu kurumları, bölge halkı, gönüllülerle birlikte hareket ettik ve söndürdük. Verilen mücadeleden dolayı tekrar teşekkür ediyorum." 20 ton tohum atılacak Bursa Orman Bölge Müdürü Erdal Şahan ise Harmancık Çakmak Mahallesi Meyran mevkiinde başlayan ve şiddetli rüzgarın etkisiyle geniş bir alana yayılan yangının, Dutluca, Çamoğlu, Ilıcaksu, Saçaklı mahallelerini ve Büyükorhan’ın Gedikler ile Yakuplar bölgelerini tehdit ettiğini belirterek, 4 bin 256 hektarlık ormanlık alanın zarar gördüğünü aktardı. Yangının söndürülmesi ile birlikte bölgede yangının izlerini silmek için çalışmalara başladıklarını dile getiren Şahan, şöyle konuştu: "Öncelikle hasar tespiti yapıldı, temizlik ve yeniden ormanlaştırma süreci için gerekli tüm hazırlıklar tamamlandı. Amacımız, yanan sahaları iyileştirmek ve aynı zamanda bölgeye daha dirençli bir orman yapısı kazandırmak olduğu için bilimsel yöntemlerle hazırlanan çalışma programı oluşturduk. Ormanlarımızın rehabilitasyonu için ağaçlandıracağımız bin 85 hektar alanda yapılacak ağaçlandırma için tesis edilecek 2 bin 400 kilometre terasın 800 kilometresi tamamlandı. Ağaçlandırma çalışmaları ile 2 milyon 300 bin fidan dikilecek ve 20 ton tohum serpilecek. Bugün ise 200 kilogram tohum serperek toprakla buluşturacak ve sahayı yeniden yeşertmek hedefimize bir adım daha yaklaşmış olacağız." 1 milyon 400 bin fidan dikildi Konuşmaların ardından Bursa Valisi Erol Ayyıldız, AK Parti İl Başkanı Davut Gürkan, Karacabey, Şahan, çocuklar ve diğer törene katılanlar, hazırlanan alana tohum serpti. Karacabey, çocuklarla tohum serptikten sonra gazetecilere yaptığı açıklamada, yangında 4 bin 256 hektar alanın zarar gördüğünü belirterek, şunları söyledi: "Söndürüldükten sonra sahada enkaz temizlenmiş, plan ve projelendirilmiş, ardından en uygun ağaçlandırma metodu belirlendi. Hem rehabilitasyon hem de yangına daha dirençli bir orman dokusu oluşturma çalışmaları hızla devam etti. Bin 85 hektarlık alana şu ana kadar 1 milyon 400 bin karaçam fidanı dikildi. Bugün düzenlediğimiz törenle birlikte 3 bin 70 hektarlık alana karaçam ve kızılçam tohumları serpilecek. Temel hedefimiz ekosistemin ayağa kaldırılması ve yangına dayanıklı orman oluşturmak. Tohum serpme çalışmalarının yanı sıra yaklaşık 35 bin servi fidanı da dikilecek. Servi fidanları, yangın emniyet yolları ve müdahale hatlarıyla birlikte bölgenin yangına karşı direncini artırmada kilit rol oynayacak."